Şiledeyiz.. Corona’ya rağmen… İki haftadır evde karantinadayız resmen.. Kısmi bir eve bağımlılık olsa da, hareket etmeden duramayan , oturduğu yerde uzun süre kalamayan, sürekli konuşmayı seven ‘BEN’ için biraz zor bir durum.Tabi ki insan bu Corona’dan pek çok şeyde öğreniyor… Ne kadar aciz kaldığımızı ;(( bir tipsiz virüs karşısında ;(( Dünya’nın yerinden oynadığına şahit oluyoruz resmen.. Sen kalk Çin’den çık ortaya, ortalığı kat birbirine.. Bizim buralara boyu yetmez diyordu , her ülke .. Dışından olmasa bile , içinden.. Bize bir şey olmaz, alt yapımız, üst yapımız, gayet sağlam diyorlardı.. Ama ne alt , ne üst , ne deniz , ne hava .. Herşey birbirine girdi ..Sağlık alt yapısı, hastaneler yetersiz kalırken, ilaçlar çare olamıyor.. Önlem adına tüm ulaşımlar kısıtlandı.. Corona’nın yollarını kesmek adına ve Corona’ya yakalananların oldukları yerde kalmaları adına ..Belki nerede iseler artık , oralarda ölüme terk edildi insanlar..İnsanlar arası mesafeler, 1 metre.. 1,5 metre derken , bugün 2 metre olarak konuşuluyor. Öpüşmek, sarılmak bir yana, el sıkışmak.. kesinlikle yasaklandı. El yıkamak 20sn. ile tarif edilir oldu. Dezenfektanlar, günlük yıkanabilir maskeler, kolonyalar, en popüler konuların başında … Sanki bir korku filminin içerisinde yaşıyor gibiyiz.;(( Başrol’de Corona !! İlk hafta eh.. şöyle, böyle lay lay lom .. 2.hafta ortalarına kadar da eh… Ama radyoda , televizyonda sürekli Corona’dan ölenlerin sayısı, garafiklerde yükselmeye başladıkça , face’de , whatsapp ‘da hep Corona mesajları yaygınlaşınca ve hafta sonu ‘ herkes birbirine hakkını helal et ’ mesajları vermeye başlayınca .. ortalık iyice sevimsizleşti ve gerginleşti haliyle… Şile’ye kaçmak bir nebze olsun iyi geldi.. Çarşı’da hayat pek olmasa da.. Restoranlar kapalı olsa da , paket servisler var.. Limandaki balık tezgahları, seçtiğiniz balıkları ayıklayıp, pişiriyor.. sağolsunlar, iyi ki varlar.. diyeceğimiz pek çok şeye şahit olduk Corona sayesinde. Sağlık çalışanlarının fedakarlıklarına tanık olduk.. Zaten mesafeli yaşıyor iken , herkes kendi elindeki akıllı telefonlarından bir dünya kurmuş iken, birde marketlerde, manavlarda mesafeler kondu, kişiler arasına.. Ekmeğe, meyvaya, sebzeye dokunamaz olduk. Parayı; direk ‘Corona Cadısı’ olarak görür hale geldik.. elleyemez, sayamaz olduk.. Hatta para ile hiç muhatap olmadan QR kodlu yaşama geçtik. ;(( Hiç kimse hayal edemezdi böyle bir senaryoyu.. Bu senaryo dan çıkabilirsek sağ salim, görebiliriz umalım, Oscar’a adaylığını koyacak ’Corona Cadısı’..
Umarım bir an önce bu film biter ve tekrar aynı ekmeği bölüşmeye , aynı bardağı paylaşmaya başlar ve dokunmanın meğer ne önemli bir şey olduğuna .. önem vererek , değer vererek yeniden keşfederiz..
Elbet Güneş doğacak..
Fulya Erokyar