12 Mart 2010 Cuma.. Kış günü nereden çıktı bu İbiza seyahati demeyin.. Evlilik yıl dönümümüz yarın.. Sağolsun THY de biriken miller. Barcelona oradan İbiza ya yolculuk..

Havaalanına erken gelip, Lounge keyfi yapmaya bayılıyorum her zaman. Demleme çay, minik kukiler.. hepsi harika. Garanti Lounge un ahşap masasına yayıldım. Dergim gazetem,fotograf makinam, kuki tepsim.. Harika bir ortam. Şimdi bir de expresso içersem yola çıkmaya hazırım demektir.İş stresinden uzakta olduğumdan mıdır nedir, bu sabah saçlarım bile daha parlak.Kendimi harika hissediyorum.Yanımda sevdiğim birici kocam var. Daha ne isterim. Bugün havada harika. T-shirt ileyim. Güneş bile gülümsüyor bana sanki. Bu ana kadar her şey süper. Saat  14.05 de THY nin Barcelona uçağına 26 A&B sıralarında yerimizi alarak biniyoruz. Acil çıkış kapısı yanı olan yerimizin önü çok ferah, çok da rahat. Yalnızca yan penceremiz yok, eh olsun ne yapalım.Güzel bir kalkış yapıyor ekip, sarsılmadan rahatça süzülüyoruz gökyüzünde. Menüde süper. Püreli tavuk,  ızgara sebzeler, salata ve tatlı. Yanında da Fransız şarabı olsun diyorum ama bizim yerlinin kinin yerini tutmuyor nedense, biraz sert. Neyse kah kıkırdayarak, kah yemek yiyerek, kah kocamın omuzunda uyuyarak geçiyor yolculuğumuz..Kalkışta 40 dakikalık rötarın bize nelere mal olduğunu bilmeden gidiyoruz, inince saatimize bir bakıyoruz ki İbiza uçağına 30dk. lık bir zaman var. Koş Allah koş. (her seyahata sırt çantası ile çıkan ben bu kez sırt çantasını bavula koyup, kol çantası aldım. Neymiş daha şık olsun muş.İçinde fotograf makinam, 2 objektifim ve daha neler neler.. koştukça ağırlaştı, koştukça ağırlaştı.. mahvoldum..) Neyse koştukda… bir işe yaramadı, ne yazıkki check in kapanmış biz gidene kadar. E ne olacak.. THY kontuarına sorun dediler.. Kaldık mi öylece.. Bavullar nerede bilinmez, bizim durum hiç bilinmez. Bekle bekle THY yetkilileri ortada yok.. Yahu geç kalktığı belli , bağlantıyı kaçıracağımız belli, EE bizim İbiza ya gideceğimiz de belli, neden bizi  karşılayan yok.. YOK İŞTE..

THY biletimiz, Spam Air ile ortak uçuş. Spam a gittik, yetkili acıdı halimize, orayı ara burayı ara.. Teller ya cevap vermiyor yada meşgul. 1 saatlik uğraşın sonunda birine ulaştı da , yardım elini uzattılar.Elinde A4 bir kağıt ile gelen hanım, özür bile dileme gereği duymadan, Euro Flat ın 20.45 uçağı  ile bizi göndereceğini söyledi. gittik check in e, bavullarımızı sorduk, merak etmeyin onlarda oraya gelecek, sizinle birlikte dediler. AAaa ne hoş , her şey tamam.. Neyse gene dik duruyoruz, aman ne güzel 2.5 saat boş vakit var, gezeriz diyoruz.Geziyoruz da.. Neyse uçak saati geldi, problem yok.. Bu seferde 24 A&B deyiz. Oldukça kalabalık bir uçaktı.Tıklım tıklım demek yerinde.. Oh oh şekerde  ikram ediyorlar, pek hoş. Neyse sakin bir inişş de  yapıyor pilotumuz, haydi otobüse Oh oh ne hoş..E her şey yolunda, ben ellerimiz yıkamaya gidiyorum, aşşşkım da  de bavulların başına..Ben süslenip çıkıyorum wc den ..Bir de ne görüyorum, aşşkımın elleri boş. Aman  ne hoş. Tabi sinir tavan yapıyor bende. Her ne kadar sakin görünmeye çalışsamda özene bezene 1 hafta da hazırladığım bavul yok ortada. Lens suyumdan, fön makinama, vazgeçemediğim vigoma ve kadınsı bütün eşyalarıma  kadar hemen her şey , O bavulun içerisinde..